-
1 круто
1) dik olarakкру́то изо́гнутые бро́ви — yüksek kavisli kaşlar
за́росли о́чень кру́то спуска́лись к мо́рю — çalılık denize diklemesine iniyordu
2) ansızın; birdenbireкру́то останови́ться — ansızın duruvermek
пого́да кру́то измени́лась — hava birdenbire döndü
3) sert biçimde; sertlikleна́до де́йствовать кру́че — daha da sert önlemler almalı
-
2 прямо
1) doğruна э́том уча́стке доро́га идёт пря́мо — bu kesimde yol doğru gider
2) ( без наклона) dik, doğruдержа́ться в седле́ пря́мо — at üstünde dik durmak
стой пря́мо! — doğru dursana!
3) ( непосредственно) dolaysızca, doğrudan (doğruya)пря́мо или ко́свенно — doğrudan ya da dolaylı olarak
они́ спа́ли пря́мо на земле́ — düpedüz toprağa yatmışlardı
отту́да мы пошли́ пря́мо домо́й — oradan doğruca eve gittik
пря́мо с доро́ги (не отдыхая, сразу по прибытии) — ayağının tozu ile
попа́сть пря́мо в цель — direkt isabet kaydettirmek
переда́ча ведётся пря́мо со стадио́на — yayın stadyumdan naklen yapılıyor
4) ( откровенно) açık (açık)говори́ пря́мо! — açık(ça) söyle!
сказа́ть что-л. пря́мо в лицо́ кому-л. — yüzüne karşı söylemek, yüzlemece söylemek
5) разг. ( просто) düpedüz, bayağıпря́мо сканда́л! — düpedüz skandal!
сложи́лось пря́мо(-таки) парадокса́льное положе́ние — bayağı paradoksal bir durum meydana geldi
6) ( как раз) tamпря́мо у нас над голово́й — tam tepemizde
пря́мо напро́тив шко́лы (нахо́дится) стадио́н — okulun tam karşısı stadyumdur
пря́мо противополо́жное мне́ние — tam karşıt görüş
утвержда́ть пря́мо противополо́жное — tam tersini iddia etmek
их интере́сы пря́мо противополо́жны — çıkarları birbirinin tam karşıtıdır, çıkarları taban tabana zıttır
шаг в пря́мо противополо́жном направле́нии — tam tersine atılan bir adım
разви́тие шло в пря́мо противополо́жном направле́нии — gelişme tam tersi doğrultudaydı
••пря́м-таки — см. прямо 5)
См. также в других словарях:
AMUDEN — Dik olarak, dikine. Dik surette … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
pike — 1. is. İyi ayrılamama sebebiyle un veya irmik içerisinde kalmış olan, gözle görülebilen, iri ve koyu renkli kepek vb. parçacık 2. is., Fr. piqué 1) Uçağın yüksekten, hedef üzerine büyük bir açı ile inmesi 2) Uçağın yüksekten hedefin üzerine dik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikey — sf., mat. 1) Başka bir doğru ile kesiştiğinde onunla birlikte dik açı oluşturan (doğru çizgi), amudi a, b doğrusuna c noktasından dikey bir doğru indirilince 90 derecelik açı oluşur. 2) zf. Dik olarak Birleşik Sözler dikey geçiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
kantar — is., Ar. ḳinṭār 1) Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç 2) Tartılacak kütle alttaki çengele takıldığında sarmal bir yaya bağlı olan ve normal olarak sıfırı gösteren… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boyuna — zf. 1) Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına, tulani Hızlı adımlarla caddeyi boyuna yürüyorlar. H. Taner 2) (bo yuna) Ara vermeden, durmaksızın Doktor Haldun lakırtıya ondan evvel yakalanmış, boyuna anlatıyordu. M. C. Kuntay … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikçe — zf. 1) Dik olarak, diklemesine Daha dikçe dursa çenesini daha az oynatsa, diyordu. F. R. Atay 2) Derinden Dikçe nefes bile alınmayacak. A. Mithat … Çağatay Osmanlı Sözlük
diklemesine — zf. Dik olarak Denize diklemesine inen bu çalılığın bir kısmını ayıkladı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikmek — 1. i, e, er 1) Bir cismi dik olarak durdurmak Bir yere direk dikmek. 2) Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek Boş toprağa bir koru dikseniz otuz yılda gölge verir. F. R. Atay 3) i Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ekvator — is., öz., coğ., Fr. équateur Yer yuvarlağının eksenine dik olarak geçtiği ve yer yuvarını iki eşit parçaya böldüğü varsayılan en büyük çember, eşlek, istiva hattı Ekvator un çevresi kırk milyon metredir … Çağatay Osmanlı Sözlük
köşe yastığı — is. Köşe minderi üzerine dik olarak konan ve köşeleri tutan yastık … Çağatay Osmanlı Sözlük
rahat duruş — is., sp. 1) Alıştırmalar arasında dinlenmek için eller arkaya dik olarak birleştirilmiş, bacaklar önde veya yana yarım adım duruşunda vücudun aldığı gevşek durum 2) ask. Rahat komutuyla geçilen duruş biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük